Atatürk, Mason olan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile görüşür ve ondan Masonların üst düzey yöneticilerine genel durumu açıklamasını ve yasaya gerek olmadan kendi kendilerini tatil etmeleri mesajını iletmesini ister. Sonunda 10 Ekim 1935 günü Mason yöneticileri tarafından imzalanmış bildirge Anadolu Ajansı tarafından yayınlanır bildirge şöyledir:
“Mes’ul ve maruf imzalar altında Ajansımıza verilmiştir. Türk Mason Cemiyeti memleketimizin sosyal tekamülünü ve günden güne artan muazzam terakkilerini dikkate alarak ve Türkiye Cumhuriyetinde hakim olan demokratik ve cidden laik prensiplerin tatbikatından doğan iyilikleri müşahede ederek faaliyetine, bu hususta hiç bir kanun olmaksızın nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketimizin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halk Evlerine teberruu muvafık görmüştür.”
Ayrıca Şükrü Kaya hükümet adına kamu oyuna yaptığı resmi açıklamada; “Türk Masonları kendi ideallerinin hükümetin esas programına dahil olduğunu görerek, kendi teşkilatlarını kendileri fesh etmişlerdir. Hükümetin bu iş üzerinde hiç bir teşebbüsü ve alakası yoktur” diyerek durumu belirtmiştir.
1946 yılında yeni Cemiyetler Kanununun yürürlüğe girmesiyle, masonlar da yeniden faaliyete geçerler ve 1948 yılında İstanbul Vilayetine verilen dilekçeyle Türk Mason Derneğini kurarlar. Aynı yıl İzmir ve Ankara şubeleri açılır..
Yani, Mustafa Kemal mason localarına gönderdiği bir bildirge ile, mason localarının bir süreliğine ”uykuya” geçmelerini söylemiş ve mason locaları bu bildirge ile kendilerini fesh etmiştir.. Atatürk Mason localarını kapatmamış, 1935 yılında, Masonluğun kendini fesh etmesinden hemen önce, Meclis Başkanı Kâzım Özalp Paşa, 6 bakan ve 60ın üzerinde milletvekili Masondu. İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın, Nazi ve Komünist ideolojilerinin her ikisinin de ülkelerinde tantana ile Masonluğu kapattıklarını, bazı güçlerin Türkiyede de Masonluğun kapatılmasını arzu ettiklerini, Halk Evlerinin dışında, Türk Ocakları dahil olmak üzere tüm derneklerin kapatıldığını, bu durumda artık Masonluğun dernek olarak kendi kendini kapatmasının zamanı geldiğini söyleyince, Masonluk da kendini fesh etme yolunu seçti. Ancak Yüksek Şûra çalışmaya devam etti, hattâ kapanış döneminde 3 yeni Loca kurdu. O tarihlerde MİTin bunu bilmemesi imkânsızdır. 1948de Masonluk yeniden faaliyete geçince, zamanında kanunla kapatılmadığı için, mahkeme kararı ile eski gayrı menkullerine yeniden kavuşabildi..
Neden M.Kemal masonluğun kendini fesh etmesini istemiştir ? Çünkü; Laik Türkiye Cumhuriyeti yeni kurulmuştu Laik Cumhuriyet onlara göre iç ve dış bir çok tehdit hala ayak oyunlarına devam ediyordu.. Bunun tehlikeye girmesini sitemeyen M.Kemal Dışa bağımlı bu mason derneklerinin faaliyetlerinin bir süre durdurulmasını uygun görmüş inklapların ve devrimin yerine oturması için zaman gerektiğini düşünüyordu haliyle mason locaları uyku döneminden sonra yeniden faaliyetlerine başlamışlardır..MUSTAFA KEMAL’İN MASON LOCALARINI KAPATTIĞI İDDİASI SAÇMADIR… MUSTAFA KEMALİN EMRİ İLE KAPATILAN MASON LOCALARININ YENİDEN FAALİYETE GİRMESİ ZATEN BU İDDİAYI ÇÜRÜTÜYOR..
Kadir Mısıroğlu Mustafa Kemal mason localarını kapatmamıştır